Bilgi Teknem - Bilgi Paylaşım Teknesi: Yaşam

Yaşam etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ocak 2016 Cuma

KOAH Hastalığı Nedir?

Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), zayıf hava akışının görüldüğü obstrüktif bir akciğer hastalığıdır. Tipik olarak zamanla daha kötüleşir. Ana belirtileri nefes darlığı, öksürme ve balgam üretimidir. Kronik bronşit sahibi insanların çoğu aynı zamanda KOAH hastasıdır.

Tütün içiciliği hastalığın en temel nedeni olup hava kirliliği ve genetik gibi daha az etkili nedenleri de vardır. Gelişmekte olan ülkelerde, hava kirliliğinin en etkili nedenlerinden biri doğru havalandırılmamış yemek pişirme ve ısıtma ateşi dumanıdır. Bu tahriş edici şeylere uzun süreli maruz kalmalar, akciğerlerde iltihaplanmaya neden olarak küçük hava yollarının daralmasına ve amfizemadı verilen doku parçalanmasına yol açar. Teşhis, zayıf hava akışını kontrol eden akciğer fonksiyon testleri ile anlaşılır.Astımdanfarklı olarak,KOAH hastalarında hava akışı herhangi bir ilaç yardımıyla belirgin bir şekilde düzelemez.

KOAH, bilinen nedenlere maruz kalınımı düşürerek önlenebilir. Bunlar arasında sigara içme oranlarını azaltmak ve iç/dış hava kalitesini yükseltmek gösterilebilir. KOAHtedavileri sigarayı bırakma, aşılar, rehabilitasyon, sıkça içe çekilen bronkodilatörler vesteroitler içerir. Bazı insanlar, uzun süreli oksijen terapisi veya akciğer nakliyle belirgin iyileşmeler gösterebilir.Akut kötüleşmeperiyotları gösteren hastalarda, artan oranlarda ilaç ve hastane altında gözetim gerekebilir.

Dünya çapında KOAH, 329 milyon insanı (dünya nüfusunun %5'i) etkilemektedir. 2012'de 3 milyon insanın ölümüne sebebiyet vererek, dünyadaki en ölümcül üçüncü hastalık olarak tanımlandı. Ölümlerin, yükselen sigara kullanımı ve bazı ülkelerdeki yaşlanan nüfus nedeniyle daha da artacağı öngörülmektedir.2010'da hastalığın 2.1 trilyon dolarlık bir ekonomik zarara yol açtığı tahmin edildi.

Akciğer; Göğüs boşluğunda yüreğin sağ ve solunda az çok piramit şeklinde olan solunum organlarıdır. Solunum'u gerçekleştirmemize yarayan organlarımızdır. Kısa adı koah olan kronik Obstruktif Akciğer Hastalığıysa; Bir akciğer hastalığıdır. Akciğerin tanımını yukarıda yapmıştık bizim için hayati öneme sahip olan akciğerlerimizin hastalanmasınınne kadar kötü bir şey olduğunun farkına varmışızdır herhalde. Koah aslında sadece Kronik Obstruktif Akciğer hastalığı anlamına gelmemektedir. Koah'ta K harfi; Kronik yani Sürekliolan, O harfi; Obstrüktif yani tıkanıklık oluşturan, a harfi; Akciğeri etkileyen, H harfiyse; Hastalık olduğunu tanımlamaktadır.

Koah; Anfizem ve kronik bronşiti kapsayan, akciğerlere giren ve çıkan havayı nefes darlığına neden olacak derecede kısıtlayabilen, mutlaka ilerleyen, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen bir hastalıktır. Koah süreğen (kronik) bir hastalıktırkoah hastalığı.

ANFİZEM NEDİR?
Kana oksijen taşınmasını sağlayan hava keseciklerinde harabiyete neden olan bir hastalıktır. Bunun sonucunda akciğerde elastikiyet kaybı ve nefes darlığı görülür.

KRONİK BRONŞİT NEDİR?
Kronik bronşit, en az iki yıl üst üste ve bu iki yılın en az üç ayında öksürük ve balgamla seyreden ilerleyici bir rahatsızlıktır.

KOAH HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR?
1- Mesleki zararlı gazlar, tanecikler(mikro parçacık) solunması.
2- Etkin biçimde sigara kullanımı.
3- Hava kirliliği.

KOAH HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
1- Öksürük
2- balgam çıkarma
3- Kan tükürme
4- Soluk darlığı
5- Kanın oksijen doymuşluğunda azalma
6- Kalp yetmezliğine bağlı, ayaklarda şişme
7- Göğüste tıkanma
8- Hırıltılı solunum

Koah hastalığının türleri nelerdir?
1- A tipi (Amfizem)
2- B tipi (bronşit)
3- C tipi (karışık)

KOAH HASTALIĞI ASTIMDAN NASIL AYRILIR?
İkisi de aynı kişide olabilir. Benzer belirtilere sahip solunum yolu hastalıklarıdır. Her ikisinde de akciğerlerde enflamasyon var. Ancak altta yatan enflamasyonun özellikleri her iki hastalıkta farklı. Tedaviye yanıtları da iki hastalığın da çok farklıdır.

KOAH HASTALIĞININ VÜCUDA NE GİBİ ETKİLERİ OLMAKTADIR?
1- Hava yolları daralır, yani akciğerlere daha az hava girer.
2- Hava yollarının duvaları kalınlaşır ve şişer.
3- Hava yollarının çevrelerindeki kaslar , kasılır.
4- Hava yollarının içinde sekresyon ( balgam) artması tıkanıklara neden olur.
5- Alveol içindeki hava tıkanıklıktan dolayı geri boşalamaz, göğüsümüzü sıkışık hissederiz.

Koah bulaşıcı bir hastalık mıdır?
Koah bulaşıcı bir hastalık değildir .

AKCİĞERLERİNİZDEKİ HASARIN HIZINI YAVAŞLATMAK İÇİN SİZ VE AİLENİZ NELER YAPABİLİRSİNİZ?
1- Sigarayı bırakın.
2- Kontrollerinizi aksatmayın.
3- Her muayenede ilaçlarınız hakkında konuşun.
4- Nefes alıp vermeniz kötüleştiğinde, hemen hastaneye veya doktorunuza gidin.
5- Evin havasını temiz tutun. Nefes alıp vermenizi zorlaştıran duman ve buharlardan uzak durun.
6- Vücudunuzu dinç tutun. Solunum egsersizlerini öğrenin.
7- Düzenli olarak yürüyüş ve egsersiz yapın.
8- Sağlıklı gıdalar yiyin. Sağlıklı bir kiloya gelin.

Koah hastalığının tedavisi nasıldır?
Koah tedavisinin iki ana amacı vardır. Birincisi hastalığın bulgularını düzeltmek ya da azaltmak, ikincisi ise hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır. Günümüzde Koah'ı ortadan kaldıracak, tamamen düzeltecek bir tedavi seçeneği yoktur. Ancak sigaradan uzak durmak bu hastalığı çok büyük ölçüde önler.

Bu hastalığın tedavi programında şunlar yer almaktadır:
1- Sigaranın bıraktırılması.
2- Çevresel ve mesleki sigaraya maruz kalmanın kontrolü.
3- Uzun süreli tedavi.
4- Ani başlayan atakların tedavisi.

Hastalığın derecesine göre tedavi, akciğerlere giden hava miktarını arttırmayı sağlayan bronkodilatatör gerektirebilir. Bunlar doktor kontrolünde düzenli olarak alınması gereken bakım ilaçları ve salbutamol, terbutalin v.b gibi bulguların ve krizlerin üstesinden gelmek için alınan rahatlatıcı ilaçlar olmak üzere iki çeşittir.
Ozon tedavisi gibi destekleyici tedavilerde uygulanabilmektedir.
Ayrıca balgam sulandırıcı ve antioksidan etkisi olan Asetilsistein adlı maddeninin Koah hastalarında yararlı olabileceği düşünülmektedir.
Destek tedavisi için doktorunuza danışarak bitkisel karışımlarda kullabilirsiniz.

Devamını Oku

29 Aralık 2015 Salı

Bozüyük Belediyesi Kış İçin Hazırlandı!

Yazan MD 20:03:00 Hiç yorum yok:

Bozüyük Belediyesi Kış İçin Hazırlandı!

Bozüyük İlçe belediyesi, meteorolojinin kar uyarısını yapması halinde,ilçe sakinlerinin olumsuz hava olaylarından etkilenmemeleri ve kış mevsimini rahat ve kazasız bir şekilde geçirebilmeleri amacıyla tüm hazırlıklarını tamamlamış durumda. Kış aylarında çalışan işçilerimize Allah kolaylık versin.

Başkan Bakıcı, "Ekiplerimiz tüm hazırlıklarını önceden tamamladı. Biz belediye olarak tüm ekip ve ekipmanlarımızla kışa hazırız" dedi.

Bozüyük Belediyesinin kullanacağı araçlar, 2 greyder , 2 kamyon , 2 kepçe , 2 yükleyici kepçe. 1 Turkar. 1 traktör . Yol tuzlama çalışmalarında kullanılacak olan hali hazırda bulunan 300 ton tuz. Ayrıca araçların arıza durumunda ve karların şehir dışına atılmasında kullanılacak araçlar şunlardır: 5 kepçe , 4 kamyon.

Etiketler: Bilecik , Bilecik hava tahminleri , bilecik kar , bileciğe ne zaman kar yağacak ? , bilecik için hava durumları , bilecik son dakika haberleri, bilecik ili için hava durumları , bilecik il geneli hava durumları , bilecik'e kar geliyor, kar ne zaman yağacak ? , bilecik için kar tahminleri , bileciğe kar yağışı bekleniyor. Bozüyük'e kar geldi. Bozüyüğe kar yağdı!, Bozüyük'e kar geliyor. Bilecik bu sene kışı nasıl geçirecek ? haber11 , bilecik hava haberleri , bozüyük meteroloj

Devamını Oku

Bilecik'e Kar Geliyor!

Yazan MD 19:49:00 Hiç yorum yok:

Fotoğraf Temsilidir.

Bilecik'e Kar Geliyor!

Çarşamba ( 30.12.2015 ) Tarihinde,Bilecik'e kar yağışının olacağını Meteoroloji uzmanları söylüyor...

İşte Bilecik için 5 Günlük Hava Tahminleri: (30.12.2015 - 03.01.2016)

Hava Tahminlerini Tam Boyut Görmek için aşağıda ki görselin üzerine tıklayınız...

Etiketler: Bilecik , Bilecik hava tahminleri , bilecik kar , bileciğe ne zaman kar yağacak ? , bilecik için hava durumları , bilecik son dakika haberleri, bilecik ili için hava durumları , bilecik il geneli hava durumları , bilecik'e kar geliyor, kar ne zaman yağacak ? , bilecik için kar tahminleri , bileciğe kar yağışı bekleniyor. Bozüyük'e kar geldi. Bozüyüğe kar yağdı!, Bozüyük'e kar geliyor. Bilecik bu sene kışı nasıl geçirecek ? haber11 , bilecik hava haberleri , bozüyük meteroloji

Devamını Oku

12 Aralık 2015 Cumartesi

Daha Güzel Görünmek İçin Bakım Önerileri

Yazan Furkan 21:29:00 Hiç yorum yok:

1) dağılmış makyajın düşmanı

Eğer makyajınız kusursuz görünmüyorsa bu cildin yağlanması sorunu ile ilgili olabilir. Bunun için makyaja başlamadan önce eşit miktarda çay ağacı yağı ve kaynamış çökebilir suyunu karıştırıp pamukla cildi silin.

2) gözaltı lekeler

Her gece yatmadan önce gözlerin altını badem yağı ile nazikçe masaj yapın. Bu hassas ciltler için ideal bir yoldur.

3) gözaltı çizgileri

Papaya meyvesi yardımınıza atacak. Bu meyvenin içeriğinde cildin üst katını hafif soyuyor. Yeni ciltte çizgiler az olur. Papayanı ezip 10 dakika yüzde bekletmek yeterlidir.

4) çatlak dudaklar

Bir çay kaşığı bal ile bir tutam siyah şekeri karıştırın. Bu karışımı diş fırçası ile dudaklara sürün. Ölü deriler anında yok olacaktır.

5) hem peeling, hem maske

250 gr tam yağlı yoğurt, yarım süzgeçten geçirilmiş salatalık ve iki yemek kaşığı deniz tuzunu karıştırıp yüzünüzü ovalayın. Tuz peeling etkisi, diğerleri ise maske etkisi gösterecektir.

Devamını Oku

40 Yaşından Sonra Hamile kalmanın Riskleri Nelerdir ?

Yazan Furkan 21:28:00 Hiç yorum yok:

Eskiden 35 yaşındaki hamilelik gecikmiş gebelik sayılırdı. Ancak artık kadınlar 40 yaşından sonra bile, gebelik planlıyor.

40 yaştan sonra planlanan gebelikle ilgili kadınları ilgilendiren sorunlar:

Kadınların eğitime ilgilerinin artması, maddi açıdan kendilerini tatmin etmeleri, kendi ayaklarının üstünde dura bilmesi anne olma yaşını geciktiriyor. Bazı kadınlar 30 yaşı geçip 40 yaşlarında anne olurlar. Bu yaşlarda 4 kilodan fazla ağırlık çocuk dünyaya getirme olasılığı da yüksek olur. Ancak bunun sağlıkla ilgisi yoktur. Aksine, annenin sağlığında ortaya çıkan bazı riskler bebeğin bu tür iri olmasına neden olur.

Kadınlarda yaş ilerledikçe normal doğum şansı da azalıyor. Örneğin, doğum hapı kullanmayan, düzenli cinsel ilişkisi olan 20 yaşlı kadınlardan yüzde 20 ‘nin hamile kalma şansı varsa, 35 yaşında bu oran yüzde 10’a, 40 yaşlarda ise yüzde 5’tir. 40 yaşından sonra yaşanan gebeliğin çoğunluğu normal değil, tıbbi yardımlarla kafa tutuyor.

40 yaşından sonra gebe kalma riskleri nelerdir?

Hamilelik sırasında kadının vücudunda belli değişiklikler olur. Ancak 40 yaşından sonra hamile kalan kadının kalp-damar, solunum, böbrek, iskelet, sinir, deri, jinekolojik sistem, özellikle de rahim yükü artar ve etkilenir. Vücuttaki kan miktarı% 50 artar. Geç yaşta yaşanan hamilelik bu sorunları daha artırır.

Kalp sorunu olan kadınlar gebeliğin 3-6 aylarında kalp ciddi sorun yaşayabiliyorlar. Akciğer, karaciğer, böbrek hastalıklarında da aynı durum yaşanıyor.

Anne gebelikten nasıl etkilenir?

Gebelik önceden var olan yüksek tansiyon, şeker gibi hastalıkları zorlaştırmaktadır. Yaşlı gebede yüksek tansiyon, gebelik zehirlenmesi, kalp-damar hastalıkları, şeker gibi sorunlar daha fazla görülüyor. Bu yaş hamileliğinde çocukluktan kenar gebelik riski artar.

Hamileliğin ilk 3 döneminde plasentanın çabuk kopması, plasentanın önde olma sıklığı da kanamalarda artışa yol açıyor.

Bebeği nasıl etkiler?

Düşme riski% 30 olarak çıkıyor. Plasenta kanama sorunlarıyla ilgili olarak beslenme sorunları da bebeğe etkiliyor. Erken doğum, gelişme geriliği ve ölü doğum olasılıkları da çok olur.

İleri yaş hamileliğinde en büyük risk Moğol çocuk doğurma şansının artımıdır. Bu risk anne 20 yaşında iken 10 binde 1, 35 yaşında binde 3, 40 yaşında yüzde bir oranında rastlanır.

Mongolizm ve başka kromozom karakterli hastalıkların nedeni annenin yumurtalarının yaşlanması ve zararlı kimyasal madde, röntgen, enfeksiyonlara fazla maruz kalmasıdır.

40 yaşından sonra hamile kalanların doğumu nasıl olur?

Bu yaşta hamile olanların doğum aşamaları daha uzun sürer. Doğumların çoğu sezeryan ile gerçekleşir.

Bu yaşta kadınların vajinal bölgesi daha esnek olduğu için yırtık, kanama, idrar kaçırma gibi sorunlar ortaya çıkıyor.

Riskler erken müdahale ile yok edilebilir.

Bu yaşta hamile kalan kadınlar uzmana baş vurup, gebelikten önce kadında yaşanan kansızlık, şeker, tiroit hastalıkları, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, akciğer, böbrek ve diğer sistemlerle ilgili muayeneden geçmelidir.

Devamını Oku

Selülitlerin Daha Az Görünmesi İçin İpuçları

Yazan Furkan 21:26:00 Hiç yorum yok:

Sellülitler özellikle yaz ayalrında kadınların kabusuna dönüşüyor. Herkes plajda göz okşamak istese de, Sellülitler kadınların bu arzusunu boşa ediyor. Onlardan kurtulmak için en az 3-4 ay zaman gerektiğini düşünürsek, sellülit vücuda kavuşmak öyle kolay başa gelmiyor. Ama küçük hilelerle bu kusuru ortadan kaldırabilir.

Masajın gücü

Masaj sellülitleri gideren en etkili yöntemlerden biridir. Eğer akşam mini etek, elbise veya şort giymeyi planlaşdırısınızsa, 1-2 saat önceden ayaklarınızı 15-20 dakika masaj yapın. Bu zaman hücreleri yenileyen ve kollajeni artıran yağlardan ya da kremleri kullanın.

Ayaklarınızı fırça ile fırçalamak ile etki görebilirsiniz.

Avtokaralma ve göz yanılması

Avtokaralma etkili kremler ve spreyler sellülitleri gizlemek için en iyi araçtır. Plaja gitmeden önce ayaqlaırnıza avtokaralma etkili krem sürün. Kullandığınız krem suya dayanıklı olmalıdır. Sellülitler kapalı deride daha az görünür.

Devamını Oku

5 Aralık 2015 Cumartesi

Yenilenebilir Enerji Çeşitleri Nelerdir?

Yazan Furkan 13:06:00 Hiç yorum yok:

Yenilenebilir enerji çeşitleri, Tabiatın sahip olduğu ve doğal olarak sürekli devam eden ve tekrarlanan doğal hareketlerinden kaynaklanan enerji akışından elde edilen enerjilerdir. Başka bir tanım olarak; Yenilenebilir enerji kaynağının ürettiği enerji tükenimine eşit yada tükenme hızından daha hızlı şekilde kendini yenileyebilmesi şeklinde tanımlanabilir. Bu doğal kaynaklar güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, hidrolik enerjisi, biyokütle enerjisi ve hidrojen enerjisi olarak sıralanabilir.

Fosil yakıtlar yenilenebilir enerji midir? Milyonlarca yıl boyunca çürüyen bitki, hayvan, dinozor vb. canlılar ve basınç etkisinin birleşimi ile oluşmuştur. Oluşmaları oldukça uzun bir süre aldığı ve tüketimleri de çok daha hızlı şekilde gerçekleştiği için bu yakıtlar için kısa vadede yenilenebilir olarak adlandırılmazlar. Fosil yakıtlar, çok uzun bir zaman çizelgesi göz önüne alındığında teorik olarak yenilenebilir iken, istismar edilerek kullanılması sonucu yakın gelecekte tamamen tükenme tehlikesi ile karşı karşıyadır.Enerji tüketiminde dünya bu hızla tüketmeye devam ederse fosil yakıtların 50 sene gibi kısa bir sürede tükeneceği konusunda ciddi öngörüler var.
Çevreye verdiklere zarara ek olarak gelecek nesiller için enerji kaynağı olmaktan çıkacağı için gelecekte enerji ihtiyacını karşılamak için, tüm enerji süreçlerini daha sürdürülebilir bir hale getirmek zorunlu hale gelmektedir.

Güneş Enerjisi

Güneş kaynaklı enerji güneşin çekirdeğindeki büyük patlamalar ile füzyon olayından ileri gelen açığa çıkan enerjinin dünyamıza ulaşmasıyla meydana gelir. Bu ışınlar dünyaya kadar ulaşır. Bu ışınları Güneş Panelleri adı verilen cihazlarla toplayarak ısı ve elektrik enerjisine dönüştürülmesiyle bu enerjiden faydalanırız. Kaynağı güneş olan bu enerjiyi ısınmak ve aydınlanmak için doğrudan kullanmanın yanında elektrik üretmek için de kullanılmaktadır.
Güneş enerjisi su ısıtmadan kamp fenerlerine birçok alanda kullanılmaktadır. Çevreye hiçbir zararı olmayan güneş enerjisi yenilenebilir enerjiler içinde en başta gelmektedir. Son yıllarda güneş panellerinin çoğalması ve maliyetlerinin düşmesiyle oldukça yaygın hale gelmiştir.

Rüzgar Enerjisi

Rüzgar enerjisinden enerji üretmek için rüzgar türbinlerinden faydalanmaktadır. Rüzgarın oluşumu da güneşe bağlıdır. Güneş kaynaklı dünyadaki kara ve denizlerdeki havanın genleşerek kütleler halinde hareket etmesinden ve sıcaklık farklıklarından meydana gelen basınçdan rüzgarlar oluşur. Yoğun şekilde rüzgar alan yerlere yerleştirilen rüzgar türbinlerinin hareketinden sürekli enerji üretip depolayarak elektrik enerjisi üretilmektedir.
Hem yatırım maliyetlerinin yıllar içerisinde düşmesi, hem de teknolojik gelişmelerle rüzgarın çok daha tahmin edilebilir ve ölçülebilir hale gelmesiyle rüzgar enerjisi yenilenebilir enerji kaynakları arasında en verimlilerinden bir tanesi olarak kabul edilmesini sağlamıştır.

Jeotermal Enerji

Jeotermal kelimesinin anlamı; Jeo > Yer, Termal> Isı demektir. Yeraltından kaynaklı ısı diyebiliriz. Yeraltındaki magma tabakasındaki yüksek sıcaklık ile yeraltı sularının ısınması ile oluşan buhardan faydalanarak buhar turibinleri hareketinden elektrik enerjisi elde edilir. Jeotermal sular tarih boyunca kaplıca, hamam suyu olarak kullanılagelmiştir. Jeotermal Enerji, konut ve seraların ısıtılmasında kullanılmaktadır. Kaplıca suları diye bildiğimiz sular da Jeotermal Enerji ile oluşmuş sulardır.

Hidroelektrik Enerjisi

Hidroelektrik enerjisi üretimi için akan suyun gücü kullanılır. Suyun akış gücü, bir akarsudan elde edilecek enerji miktarını belirler. Suyun akışının yarattığı kinetik enerji su kanalları vasıtasıyla türbinlere iletilmesi ve suyun tübinlerin pervanelerini döndürmesiyle elektrik enerjisine dönüştürülür. Özellikle yüksekliğin fazla olduğu yerlerde suyun akış hızı da fazla olacağından buralar hidroelektrik enerji üretimi için idealdir.
Tüm diğer yenilenebilir enerji kaynakları gibi, sera gazı salınımı yaratmaması ve doğada bulunan kaynakları tüketmeden kullanmasıyla hidroelektrik enerjisi de dünyamıza zararı olmayan bir enerji türüdür.

Biyokütle Enerjisi

Biyokütle enerjisi, doğada meydana gelen bütün organik atıklardan üretilen enerji türüdür. bitkiler, otlar, yosunlar, hayvan gübreleri, ölü ağaçlar bu enerji için kaynaklar olarak kullanılırlar. Bitkilerin yakılması ya da hayvan atıklarının enerji üretimi için kullanılması biyokütle enerjisinin en geleneksel çeşitleridir. Hayvan atıkları ile biyogaz, bitkilerden ise biyodizel de üretilmektedir.

Devamını Oku

4 Aralık 2015 Cuma

Vajinanız İçin Tehlikeli 4 Hareket!

Yazan Furkan 21:00:00 Hiç yorum yok:

Kadınlar için vajina sağlığı oldukça önemlidir. Ancak hiç farkına varmada gün içinde yaptığımız pek çok hareketle vajinamıza zarar verebiliyoruz. İşte o tehlikeli alışkanlıklar….

Sabun ya da duş jelini çok fazla kullanmak

Spor sonrası kıyafetlerimizi değiştirmemek

Bisiklete biderken pedli tayt giymemek

Bebek yağını kayganlaştırıcı olarak kullanmak

Devamını Oku

29 Kasım 2015 Pazar

Tırnak Yemenin Zararları Tırnak Yeme Nasıl Bırakılır ?

Yazan Furkan 05:35:00 Hiç yorum yok:

Tırnak yeme genellikle çocuklarda ve ergenlik dönemindeki gençlerde görüldüğü gibi yetişkinlerde de görünen bir rahatsızlıktır.Tırnak yeme bir alışkanlık olarak başlayar ve ileride bir çok hastalığa davet çıkararak telavisi zor olan rahatsızlıklar meydana getirebilir.Aslında tırnak yeme alışkanlığının temelinde Psikolojik rahatsızlık yatmaktadır ve bunun adına tıp dilinde ”Onikofaji”denmektedir.

Her 3 çocuktan 1’inde görülebilen tırnak yeme alışkanlığı, çocuklarda ciddi diş rahatsızlıkları, parazit ve mikrobik hastalıklar ve kalbi etkileyen ağır rahatsızlıklara kadar pek çok hastalığa yoş açtığı konusunda uzmanlar uyarıyor.Çünkü gün boyunca ellerimiz ve tırnaklarımız dış etkenlere en çok maruz kalan bölgelerimizdir ve tırnaklar bütün nesnelere teması neticesinde bir çok mikrop, bakteri ve parazitleri biriktirirler.Tırnak yeme alışkanlığı olanlar bütün bu zararlı mikropları ağız yolu ile vücuduna almış olurlar.

Tırnak Yemenin Vücuttaki Zararları:

Uzun süre tırnak yemek dişlerin keskinliğini azalır. Diş kökleri sallanabilir

Tırnak içindeki bakteri ve mikroplar diş etlerine yerleşip apse yapmasına sebeb olur.

Ağızda yaralar ve mikrobik rahatsızlıklar meydana gelebilir.

Ağıza yerleşen bu mikrop ve bakteriler vücuda yayılıp diğer organlarda rahatsızlıklar meydana getirebilir.

Kalp kapakçıklarına tutunabilen bu mikroplar kalp ve damar hastalıklarına sebeb olabilir.

Tırnak Yeme Alışkanlığından Nasıl Vazgeçilir?

Bu alışkanlığın sebeb olduğu ağır hastalıklara bazen antibiyotikler bile fayda etmemektedir. Bunun için geç kalmadan bu alışkanlıktan kurtulmak gerekir. Bunun için bazı yöntem ve yardımcı ilaçlar kullanılabilir.

Eczanelerde satılan bir takım krem ve losyonlar kullanılabilir.

Tırnak tedavisinde kullanılan Acı Oje kullanarak bu alışkanlık azaltılabilir.

Tırnakları periyodik olarak uçlardan düzeltilmeli

Tırnak yeme isteği geldiği anda hemen aklınızdan çıkarıp sevdiğiniz bir şey ile ilgilenmeyi deneyin

Çocuğunuz tırnaklarını yiyorsa onu azarlayarak vazgeçirmeye çalışmayın.

Çocuğunuzu takip edin sadece yanınızda iken tırnaklarını yiyor siz yokken bunu yapmıyorsa, bilin ki dikkatinizi çekmek istiyor. Çocuğunuzla konuşun ve ilgilenin

Ne yapsanızda çocuğunuz bu alışkanlıktan vazgeçmiyorsa, Mutlaka psikologtan destek alın.

Devamını Oku

Uyurken öğrenmek mümkün mü?

Yazan Furkan 05:30:00 Hiç yorum yok:

Uyurken öğrenmek uzun yıllardır bir çok bilim adamının ve bir çok insanın ilgisini çekmeye devam eden bir konudur. Uzmanlar ve bilim adamları, uykuda hafızayı geliştirmenin birtakım yollarını bulduklarını açıklıyor ve bu konuda makaleler yayınlıyorlar..

Uzmanların açıklamalarına göre; uyurken yeni bir beceriyi yada bilgiyi sıfırdan öğrenmenin mümkün olmadığını, ancak hafızayı güçlendirmenin olanaklı olacağı yönündedir.. Bunun sebebi ise; uyku sırasında beynimiz geçirdiğimiz günün anılarını ve anlarını tekrar işleyip pekiştirdiğidir. İşte bu sebepten dolayı hafızayı güçlendirme konusunda daha etkili kılmak mümkün olabiliyor.

Düz mantıkla biz uyuduğumuz zaman beynimizde uyur görüşü tamamen yanlıştır. Uyurken beynimiz boş durmaz. Beyin o gün yaşadığı deneyimleri ve anıları, ilk oluştuğu hipokampüs bölgesinden uzun vadeli hafıza depolaması yapılan kortekse gönderir. Uyku ayrıca öğrendiğimiz şeyleri genellememize yardımcı olur; böylece bu yeni becerileri yeni durumlara uygulama esnekliği kazanırız. Yani uykuda yeni beceriler öğrenilemese de gün boyunca öğrenilenlerin pekiştirilmesi sağlanır.

Devamını Oku